MARSLI : 2018

Öne Çıkan Yayın

AY’IN NEDEN SADECE BİR YÜZEYİNİ GÖRÜYORUZ?

Bildiğimiz üzere Dünyamızın tek uydusu Ay’dır ve birçoğumuzun aklına gelmiştir şöyle bir soru; ‘’ Ay’ın neden sadece bir yüzeyini görüyoruz...

1 Mart 2018 Perşembe

Satürn'ün Halkaları - Satürn'ün Uyduları Enceladus ve Titan' da Yaşam Olabilir Mi ?

Güneş sistemde yer alan, Jüpiter'den sonraki en büyük ikinci gezenimiz olan Satürn'ün halkaları hakkında konuşmak istedim bugün.


Güneş sistemimizi hayal ettiğimiz zaman, ilk olarak baktığımızda dikkatimizi çeken ilk gezen Satürn olabilir. Aslında Satürn'ün halkaları desek daha doğru olabilir. Gezegenin etrafını saran bu halka 270.000 kilometre çapında ve kalınları ise 3 metreden, 1 kilometreye kadar değişiklik gösterebiliyor. Bu Halkalar buz parçaları ve bunların aralarına karışmış diğer kayalardan oluşuyor. Bu parçaların boyutları çok minik olabilirken devasa şekillerde de olabilmektedir. Dönme esnasında bu bahsettiğimiz parçalar birbiriyle çarpıştıklarında halkalara parlaklıklar verdiğinden dolayı, halkayı rahatlıkla görebilmekteyiz.

Halkaların nasıl oluştuğunu gerçek anlamda bilmiyoruz ama Satürn'ün uydusunun kuyruklu yıldız veya asteroid ile çarpışması sonucu oluştuğu yada bu uydunun Satürn'e fazla yaklaştığı ve çok yüksek kütle çekime maruz kalarak parçalanıp ardından bu halkaların meydana geldiği gibi tahmini açıklamalar yapılmakta.

Aslına bakarsanız Satürn kendi içinde mini bir Güneş sistemi gibi. Çünkü 60'dan fazla uyduya sahip. Şuan elimizde olan veriler sonucunda bizim için önem taşıyan bu uyduların bazılarından bahsedeceğim.

[ Satürn'de 1 gün 10.7 saat sürerken, Güneş etrafındaki tam turu yani bir yıl, 29 Dünya yılına eşit. ]


    ENCELADUS




Enceladus 400 kilometre çapındaki küçük bir uydu. Yüzeyi tamamen buzlarla kaplı olmasına rağmen güney yarım küresi fazlasıyla sıcak.

Enceladus'un dev gayzerler ile gezegene su püskürttüğünü Cassini uzay aracı sayesinde keşfettik. Bu bilgiden yola çıkarak bu buz kütlesinin altında okyanusların bulunduğu düşünülmekte. Bizim için en önemli kısmı ise, Enceladus gezegeninde canlılık olabilir. Dünya'daki canlılığın başlamasına benzer bir şekilde, orada da yaşam belirtisinin olabileceği insanı gerçekten heyecanlandırıyor.



Isıdan kaynaklı olarak, Enceladus'un yörüngesi sürekli olarak değişiklik göstermekte, Satürn'den yaklaşıyor ve uzaklaşıyor. Uyduda farklı bir eliptik yapıya dönüşüyor. Bu değişimin, içerideki donmuş okyanusun eriyip, gayzerlerin dışarıya sıcak su ve buz parçacıklarını püskürttüğü düşünülüyor. Satürn'ün halkalarının birinin bu püskürtme sonucunda oluştuğu biliniyor. 




TİTAN



Titan inmeyi başardığımız iki uydudan biridir. Bunlardan ilkinin Ay olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bu uydunun önemi ise büyük oranda azot, daha az oranlarda metan ve diğer gazlardan oluşan bir atmosferinin bulunması. Sıcaklık ise -200 derece civarında. Sıcaklık arttıkça kimyasal olayların hızlanacağını biliyoruz, Titan çok soğuk olduğu için kimyasal olaylar tam tersi(yavaş) gelişiyor diyebiliriz.

Yanardağlar, sıvı metan nehir ve göller, rüzgarlar, yağmurlar, mevsim değişikleri gibi aslında bir uydudan çok bir gezegene benzer özelliklere sahip. 

Burada da yaşam ihtimali olabileceği düşünülebilir. Eğer varsa bu düşündüğümüzden biraz daha farklı olabilir. Yağmurların, nehirlerin, göllerin metandan oluştuğu için canlılarında metan bazlı olma ihtimali yüksek.


Kaynak:

https://solarsystem.nasa.gov/planets/saturn
Popüler Science Türkiye, Kozmozun 25 Harikası, Şubat 2015
http://khosann.com/saturn-halkalari-nasil-olustu/

9 Şubat 2018 Cuma

Kopernik Kuramı Savunucuları; Johannes Kepler - Galileo Galilei ( Güneş Merkezli Evren )

1609 yılına gelindiğinde Aristoteles ve Ptolemaios'un kuramı asıl darbeyi almıştı. Alman Johannes Kepler ve İtalyan Galileo açık olarak Kopernik kuramını savunmuşlardı.

Kopernik'ten sonra ilk kez bu kuramı savunan gök bilimci Johannes Kepler diyebiliriz. 

Johannes Kepleri Kopernik'in bu kuramında bir değişiklik yaptı; gezegenlerin eliptik biçimde hareket ettiklerini öne sürdü. Kopernik'in kuramında daire biçiminde bir hareket söz konusuydu. 

Bakıldığı zaman çemberlere göre elipsler daha düzensizdi, mükemmellikten uzaktı. Yapılan bu tahminler, gözlemlerle uyuştuğu için böyle kabul edildi. 

Bu olaylar daha sonra İsaac Newton tarafından Doğa Felsefesi'nin Matematik İlkeleri(Philosophia Naturalis Principia Mathematica) kitabında açıklanmıştır.



Galileo teleskobu icat etmedi, yeni icat edilen teleskobu, kendisi geliştirerek gözlemler yapmaya başladı.

Samanyolunu incelediğinde sonsuz gök cisimleri görüyordu. Kopernikçilerin sonsuz evren varsayımı mantıklı bir hal almıştı. 

Galileo Jüpiter'e baktığında bu gezegenin yörüngesinde uyduları olduğunu fark etti. İşte bu Aristoteles ve Ptolemaios'un ''Dünya Merkezli Modelinde'' savunduğu gibi her şeyin dünyanın etrafında dönmesi gerekmiyordu. Kopernik kuramı daha basit ve daha mantıklı geliyordu. 


Kaynak:
Dr. Tuba Sarıgül, ''Gezegenleri Aramak'', 2016,(http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/gezegenleri-aramak)
Stephen Hawking, Zamanın Kısa Tarihi, ''Evren Betimlemeleri''

Kopernik Güneş Merkezli Evren

Aristoteles'e göre Dünyanın şekli ve Evren modelini tanımlamıştık, daha sonra bu model Ptolemaios tarafından geliştirilmişti. Ptolemaios Dünya merkezli bir evren fikrini ortaya atmıştı. 

Bundan biraz daha basit bir model olan ''Güneş Merkezli Evren'' 1500’lü yıllarda Polonyalı rahip Kopernik tarafından ileri sürüldü.


Bu modele göre merkezde Güneş sabit bir şekilde duruyor, Dünya ve gezegenler ise Güneşin etrafında hareket ediyorlardı.

Ptolemaios'un kuramı, kilise tarafından da kabul görmüştü. Kopernik, kilisenin baskısından dolayı(belki korktuğu için) ''Güneş Merkezli Evren Modeli'' tezini anonim olarak duyurmuştur. 

Tabi bu model hemen ciddiye alınmadı. Geçen bir yüzyıl sonra Johannes Kepler ve Galileo bu modeli savunmaya geçtiklerinde, Aristoteles ve Ptolemaios'un Dünya merkezli modeli darbe almıştı.


Kaynak:
Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi
Evrim Ağacı, ''Evren Teorisi Üzerine'', 2017, (http://evrimagaci.org/photo/tr/copernicus-kopernik-devrimi-ve-gunes-merkezli-evren-teorisi-uzerine)


8 Şubat 2018 Perşembe

Ptolemaios Evren Modeli

Aristoteles'in evreninden bahsetmiştik; Hareketsiz bir dünya ve güneş, ay, gezegen ve yıldızların dünyanın etrafında dairesel yörüngelerde hareket ettiklerini, dünyanın evrenin merkezinde bulunduğu fikrini savunuyordu.

MS ikinci yüzyıla geldiğimizde Ptolemaios tarafından bu fikir geliştirildi. Ptolemaios'a göre merkezde dünya yer alıyordu ve onun etrafında sekiz kubbe vardı. Bu sekiz kubbe; ay, güneş, yıldızlar ve bilinen beş gezen (Venüs, Mars, Jupiter, Satürn) olarak tanımlanıyordu.




Her gezegen, kendi kubbesine bağlı olarak çemberler çizerek hareket ediyordu. Şekilden de görüldüğü üzere en dış taraftaki kubbe sabit yıldızlardan oluşuyordu, sabit yıldızlar gök yüzünde birlikte dönüyorlardı. 


Yörüngeler daire olarak tanımlanmış ve bu yüzden her zaman gezegenler, merkezde bulunan yere eşit uzaklıkta dolanmasını zorunlu kılıyordu. Ay ve Güneş'in yaklaşıp, uzaklaşması ve hız farklılarını açıklaması bu modele göre açıklamak olanaksızdı. Bunu açıklamak için Ptolemaios Yer'i daire olan yörüngenin biraz dışına almıştı. 

Kilise bu modele karşı çıkmadı çünkü, en dıştaki kubbeden sonra cennet-cehennem orada olabilirdi, bunu çürüten bir tez ortada yoktu, kutsal kitap ile ters düşen bir söz konusu yoktu. Ptolemaios'un bu evren modeli genel bir kabul görmüştü. 


Kaynak: 
Bilim Teknik Dergisi, ''Tarih Boyunca Geliştirilmiş Evren Modelleri-1'', Ocak 2011
Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi

7 Şubat 2018 Çarşamba

SpaceX - Falcon Heavy ''İnsanlık Adına Muhteşem Bir An''

Tarihi bir an gerçekleşti, rüzgardan dolayı ertelenme haberleri geldi, son saniye'ye kadar bekledik ve gerçekten nefes kesici bir andı. Daha önce bu büyüklükte bir roket Ruslar tarafından denenmişti ama görev başarısız olmuştu ve bugün gerçekten bu yapıldı ve insanlık adına muhteşem bir deneyim 
yaşandı.


Amaç, aslında bir testti ve buda başarıyla gerçekleştirildi. Tabi ki büyük riskler vardı özellikle kalkış yapmadan patlayabilirdi ve eğer bu olsaydı bir çok alandan büyük zararlara yol açacaktı ama böyle bir şey olmadı. 

Kalktıktan sonra da her şey olması gerektiği gibi gerçekleşti ve Atmosferi geçtikten sonra merkeze bağlı, yanlarda bulunan iki Falcon 9 Roketi'de, muhteşem bir şekilde aynı anda geri iniş yaptı. Ana merkezde bulunan diğer Falcon 9 Roketi başarılı bir iniş yapabildi mi ? Bunu tam olarak bilmiyoruz, o sırada yayın kesildi, sanırım hedefi tutturamadı ve okyanusa düştü.

Okyanus'a inmesinin  sebebi, diğerlerinden daha hızlı olarak iniş yaptığı için, okyanus yardımı ile absorbe ederek, başarılı bir iniş yapılmasıydı.

Yaklaşık 5 saat boyunca Van Allen kuşağından geçecek ve burada bol miktarda Radyasyona maruz kalacak. Bunu da başarılı bir şekilde tamamladıktan sonra, Mars yörüngesi için bir kaz daha ateşleme yapılacak.


Tesla Roadster Mars'a mı İniş Yapacak ?

Bu sorunun cevabı ''HAYIR''.

Mars-Dünya arasında ki yörüngeye girecek ve burada Güneş etrafında 1 milyar yıl dönecek.




Geride Kalan Muhteşem Görüntüler


Roket ateşlendikten sonra kalkışı.



Atmosferi geçmeden, yanlardaki iki Falcon 9 roketleri ayrılmadan önce.



Muhteşem bir an, iki Falcon 9 roketi aynı anda iniş yapıyor. ''This is incredible''



''DON'T PANIC!'' bizleri güldürdün, gerçekten muazzam.






6 Şubat 2018 Salı

Falcon Heavy Ateşlemeye Son Saatler


Falcon Heavy Roketi üç adet Falcon 9 roketinden oluşmaktadır. Tesla Roadster merkez rokete bağlı taşıma yükünde yer alacak. Merkez roketin yanlarında bulunan iki Falcon 9 roketi, Falcon Heavy'e ek itiş gücü yapacak. Böylece diğer kullanılan roketlerden iki kat daha güce sahip.


SpaceX yayınladığı videoda, Falcon Heavy atmosfer dışına çıktıktan sonra, merkez roketin dışında yer alan iki Falcon 9 Roketi ayrılacak. Ayrılan iki roket Canaveral Burnuna iniş yapacak.
Ana gövdede yer alan Falcon 9 ise taşıma yükünü bıraktıktan sonra Atlantik'te yüzen bir platforma iniş yapacak.




Tesla Roadster, Mars yörüngesine geldiği zaman, David Bowie'nin ''Space Oddity'' şarkısıyla hedefe doğru süzülmeye başlıyor. Bu esnada da sürücü koltuğunda bir Astronot yer alıyor.







Bir aksilik olmazsa, bugün ülkemizden 21.30 saatinde kalkışı izleme fırsatı bulacağız. Hepimiz çok heyecanlıyız, neler olacak, neler göreceğiz beklemedeyiz. Gerçekten başarılı bir kalkış olur, görev başarılı olursa bu muhteşem bir adım olacak...

Aristoteles'e Göre Dünyanın Şekli ve Evren Modeli

Yunan Filozof Aristoteles, dünyanın yuvarlak bir küre şeklinde olduğunu savunmuştu. Bunun için ilk olarak, ay tutulmalarından yola çıkmıştı. Bunun için iki kanıtı vardı;


1. Kanıt:



Yukarıdaki şekilde de gördüğümüz üzere Ay tutulması, dünyanın güneş ile ay arasına girmesi sonucu oluşmaktadır.

Aristoteles şunu fark etmiş; Dünyanın ay üzerine düşen gölgesi her zaman yuvarlak oluyordu. Buradan yola çıkarak dünyanın küre şeklinde olması gerekiyordu.


2. Kanıt:

Kutupyıldızı'nın Mısır'dan ve yunanistan'dan bakıldığında oluşan konum farklılıklarını değerlendirdi.

Kutupyıldızı Kuzey kutbu'nun üzerinde yer almaktadır. Yani orada olan bir gözlemci için tam üstünde görünür. Ekvator'da olan birisi içinse, ufakta yer alıyormuş gibi görünmektedir.


Düşündüğü Evren Modeli

Aristoteles, dünyanın evrenin merkezi olduğunu düşünüyordu. Bununla birlikte dünya hareketsiz güneş, ay, gezegenler ve yıldızların dünyanın etrafında dairesel yörüngeler kullanarak hareket ettiğini savunuyordu.


Kaynak: Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi